“Tutkuyla yürüyenlerin yolu bu kez İzmir’de Allianz Kampüs’e çıkıyor”

Kordon, Alsancak, boyoz, Saat Kulesi ya da “Emeklilikte mutlaka yerleşeceğim” cümlesi… İzmir dendiğinde sizin zihninizde oluşan çağrışımlar nedir bilemeyiz ama Allianz Türkiye’de bugünlerde “İzmir”, Kampüs kelimesiyle aynı cümle içinde kullanılıyor. Çünkü 2018’de İzmir’de açılacak olan operasyon merkezi için çalışmalar hummalı biçimde sürüyor.

Ancak tüm hızıyla süren çalışmalar sadece Allianz Kampüs ile sınırlı değil.

Yaşanan birleşme sürecinin ardından 3 yıl içinde global İK uygulamalarını hayata geçirdiklerini söyleyen İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı İlkay Özel, bu süre içinde yapılan çalışmaları anlatırken: “Allianz Türkiye tutkuyla yürüyenlerin yolu… Bu yolda çalışanlarımızla birlikte başarıya kilitlenmiş olarak yürüyoruz” diyor.
 

3 yıl öncesine giderek başlayalım sohbetimize… Allianz Türkiye’nin 2013 yılında Yapı Kredi Sigorta ve Yapı Kredi Emeklilik ile birleştiğini biliyoruz. Bu birleşme süreci İK’ya nasıl yansıdı?

Birleşme döneminde İnsan Kaynakları olarak ilk etapta önceliğimiz, sistemlerin kurgulanması oldu. Öncelikle her iki taraftaki en iyi uygulamaları masaya yatırarak yeniden yapılandırdık. Sonuç olarak “Uzmanlık Merkezleri”, “İş Ortaklığı”, “Çalışan İletişimi & Sosyallik” ve “Akademi” olarak 4 ana başlık olarak toplanan bir yapıya ulaştık.

Bu yapılanmanın ardından İK yaklaşımı, vizyonu, stratejisi oluşturuldu. Ekibin adaptasyonu sağlandı. Değerlerimizi oluşturduk. Bunların gerçek anlamda sindirilmesi; kültür içinde herkesin üzerine giydiği bir elbise haline gelmesi bizim için çok önemliydi.

Sonrasında, katılımcı bir yaklaşımla, liderlerimizle birlikte Liderlik Manifestomuzu yazdık ve Allianz Türkiye liderinin nasıl davranması gerektiğini tarif etmiş olduk.

Kısacası, 3 yıl içinde, daha operasyonel bir İK’dan global İnsan Kaynakları uygulamalarının hayata geçtiği bir yapıya ulaştık. Şu anda 50 kişilik bir ekiple, 2 bin 500 kişi için hizmet üretiyor; tüm İK yaklaşımlarımızda iç müşteri memnuniyeti zihniyetiyle daha iyi ve farklı uygulamaları hayata geçirmeye odaklanıyoruz.

Şu anda da yeni bir heyecan yaşıyor; İzmir’deki operasyon merkezinin açılış hazırlıklarını yapıyorsunuz.
Bu yeniliğin çıkış noktası neydi?

Allianz Türkiye olarak sürdürülebilir ve verimli büyüme, ülke ekonomisine ve istihdama katkı hedefiyle yatırımlarımıza devam ediyor; büyüyoruz. Bu büyüme ihtiyacını karşılamak amacıyla ikinci bir çalışma ortamımız olması konusunda stratejik bir karar aldık. Pek çok şehri araştırdık ve en iyi seçenek olarak karşımıza çıkan İzmir’de karar kıldık.

Allianz Kampüs, 2018 yılında faaliyete geçecek. Şu anda işe alım sürecini yürütüyoruz.  Açılan pozisyonların yüzde 70’inde üniversiteden yeni mezun olan gençleri istihdam edeceğiz. 1100 sandalye kapasitemiz var. Geçen sene Eylül ayında yaptığımız duyuru doğrultusunda, 200’ü gönüllü olmak üzere 650 mevcut çalışanımızı da İzmir’e transfer etmiş olacağız. Bu doğrultuda taşınma paketleri ile çalışanlarımızı destekliyor, İzmir’i anlamaları için danışma hatları kuruyoruz. Ayrıca İstanbul merkezdeki sosyal olanakların tümü İzmir’de de olacak.

Duyuruyu ilk yaptığınızda ne tür geri dönüşler aldınız çalışanlarınızdan?

Gönüllülük oranı çok yüksek oldu. Öte yandan çalışanlarımızın bu stratejik kararı kavrayış ve karşılayış olgunluğu da çok etkileyiciydi.

Neye bağlıyorsunuz bunu?

Allianz Türkiye’de, üst yönetim başta olmak üzere tüm liderlerimizle birlikte, çalışana dokunan her konuyu uzun zaman ayırarak, en adil ve doğru kararı alarak ve şeffaf bir biçimde paylaşarak ilerlemeye gayret ediyoruz. Bugüne kadar da hep bunu yaptık. Verdiğimiz sözlerin her zaman arkasında durduk. Dolayısıyla bizim yönetim olarak, liderler olarak organizasyon içinde bir kredimiz oluştu. Bu çok önemli bir nokta.

Aksi durumda; yönetimin aldığı kararların sürekli değişkenlik göstermesi ve verilen sözlerin tutulmaması gibi iletişim eksiklikleri büyük sorunları beraberinde getiriyor. Bunu da ilk günden kazanamıyorsunuz. Entegrasyon ortamında ilk başta her zaman tedirginlikler, güvensizlikler, bekleme durumları, endişeler yaşanıyor. Bu güveni zaman içinde sindirmek gerekiyor. Biz bunu başardığımız için yeni stratejik kararlar açıklandığında çalışanlarımızda herhangi bir güven sorunu söz konusu olmuyor.

Peki, bundan sonrası için neler var gündeminizde?

Akademi olarak bugüne kadar çok önemli programlar hayata geçirdik. Bundan sonra da şirket iş stratejisi ile paralel önemli çalışmaları gündemimize alıyoruz. Bu anlamda bazı ödül başvuru girişimlerimiz var. Sürekli öğrenme kültürünü yerleştirmeyi amaçlıyoruz. Bir yandan da iç eğitmenlerimiz kadrosunu genişletip derinleştirerek bilgiyi kurumun içinde muhafaza etmeyi hedefliyoruz. Bu konuda da epey yol kat ettik; eğitimlerimizin yüzde 40’a yakınını iç eğitmenlerimiz sağlıyor ancak bundan sonra uzmanlık eğitimlerinden daha çok soft eğitimlere de kaydırmak istiyoruz.

Tüm bunların yanı sıra çalışma ortamımızı keyifli hale getirmeye, çalışma kurallarımızı esnetmeye de odaklanıyoruz. Esnek ve evden çalışma uygulamalarımız var, dinlenme izinlerimiz mevcut. Bina içinde çok kapsamlı bir spor salonumuz var. Bi Mola adlı sosyal kulübümüzde çok fazla aktivite yapılıyor.

“FİNANS, CEO’YA RAKAMLARI,
İK İSE KAYNAKLARI YANSITAN AYNA…”

İlkay Özel, kariyerine finans alanında başlayan bir yönetici… Uzun yıllar bankalarda bu alanda görev yapan Özel, İK’ya geçmesinin kendisine büyük avantajlar sunduğunu belirtiyor: “Finans Direktörü, bana göre CEO’ya rakamları; İK ise kaynakları yansıtan bir ayna konumunda. Bu nedenle her iki alanın birbirini çok beslediğini düşünüyorum. Finanstan anlamamak İK’nın kredisini olumsuz etkileyebiliyor. Analitik bakış açıları sunamadığınızda konular daha çok havada kalıyor ve karşı taraf için ikna edilemez hale geliyor. Bu nedenle bu analitik kasın geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum”.

Özel’in kariyer öyküsündeki ilginç noktalardan biri de, pek çok ortaklık ve birleşme sürecine tanıklık etmiş olması... Öncelikle Koçbank – Unicredit, ardından Yapı Kredi Bankası’nın satın alınması ve Allianz – Yapı Kredi Sigorta evliliğine denk gelen Özel, “Bu süreçlerden çok şey öğrendim” diyor: “Adil olmak, şeffaflık, açık iletişim çok önemli. Bunlar tam olduğunda direnç ve sıkıntı baş göstermiyor, güven ortamı rahatlıkla oluşturuluyor”. 

Allianz Kampüs hakkında

İzmir’in Gaziemir ilçesinde inşa edilecek olan Allianz Kampüs, 17 dönümlük arsa üzerine kurulacak. Havaalanına yakın mesafede, ticari ve konut alanlarının yoğunlaştığı bir bölgede olacak kampüs, sürdürülebilirlik ilkelerine uygun tasarlanıyor, doğa ve çalışan dostu olarak dizayn ediliyor, 2 katlı ve yatay bir bina planlanıyor.

Açıkhava spor sahaları, iç mekan spor salonu ve bolca yeşil alanının yer alacağı İzmir Kampüs’e başvurmak isteyen adaylar https://www.allianzsigorta.com.tr/tr/kariyer/insan-kaynaklari/allianz-kariyer web sitesinden Allianz Kampüs başvuru formunu doldurarak genel başvuruda bulunabilir veya yıl boyu kariyer portallarında yayımlanacak ilanları takip edebilirler.

DERGİ

HRdergi Nisan sayısı çıktı! İyi okumalar

SATIN AL Nisan 2024